Her Suçta Azmettirme Olur Mu?
Bunu sorarken, çoğu insanın aklına bir şekilde klasik suçlar gelir: cinayet, hırsızlık, dolandırıcılık… Ancak, “her suçta azmettirme olur mu?” sorusu biraz daha derin ve karmaşık bir meseleye işaret ediyor. Azmettirme, suç işlenmesini teşvik etme, yönlendirme ve bu eylemi başkalarına yaptırma olarak tanımlanabilir. Ancak burada sormamız gereken asıl soru şu: Azmettirme, her durumda geçerli olabilir mi? Yoksa yargılama ve ceza verme biçiminde yanlış anlamalar ve suistimaller mi söz konusu?
Bu yazıda, bu soruyu derinlemesine ele alacağım ve biraz cesurca, hatta eleştirel bir bakış açısıyla tartışacağım. Erkeklerin genellikle stratejik, problem çözmeye dayalı bakış açıları ve kadınların empatik, insan odaklı perspektifleri üzerinden analizler yaparak bu meseleye farklı açılardan yaklaşacağım. Sonunda ise hep birlikte bu tartışmayı bir adım öteye taşıyacağız. Hazır mısınız?
Erkeklerin Stratejik Bakış Açısı: “Her Suçta Azmettirme Olmaz!”
Erkekler için mesele genellikle çözüm aramakla ilgili olur. Suç işleniyorsa, bir şekilde “kimin neyi başlattığını” anlamak ve bunu bir çözüm noktasına taşımak en önemli konu olacaktır. “Her suçta azmettirme olabilir mi?” sorusunun stratejik yanıtı, bir anlamda suçu kimin planladığı ve kimin harekete geçirdiğiyle ilgilidir. Erkekler için suçların işlenme biçimleri daha keskin ve net olmalıdır.
Azmettirme, çoğu zaman suçun daha büyük bir planın parçası olduğu anlamına gelir. Erkekler açısından, eğer bir suç oluyorsa, bunun arkasında strateji ve hesaplama vardır. Ancak, her suçta azmettirme var diyebilmek oldukça karmaşıktır. Örneğin, sıradan bir kavga, “azmettirme” olmadan da büyüyebilir. Bir hırsızlık olayında, suçluya “git, şunu çal” demek azmettirme sayılabilir, fakat kargaşa yaratmak, kalabalıkların arasında yanlış anlaşılmalarla suçu desteklemek, azmettirme sayılabilir mi? Bu noktada işler daha belirsiz hale gelir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise, her suçta azmettirme fikrinin “her durumda geçerli” olup olmadığıdır. Erkeklerin bakış açısından, suçu işleyen kişiyle azmettiren kişi arasında net bir sınır olmalı ve suçlunun suçunu işleme kararını tek başına alabilmesi önemlidir. Yani, çok genel bir biçimde “her suçta azmettirme olur” demek, aslında suçluların sorumluluğundan kaçma gibi bir tehlike taşır.
Kadınların Empatik Bakış Açısı: “Azmettirme, İnsanları Gerçekten Nasıl Etkiler?”
Kadınlar, genellikle olayları daha çok insan odaklı bir biçimde değerlendirirler. Onlar için, bir kişinin bir başkasını suça teşvik etmesinin ardında sadece mantıklı bir “strateji” değil, o kişinin hayatını, duygusal durumunu ve karşısındaki kişinin duygusal sınırlarını anlama çabası yatmalıdır. Azmettirme sadece hukuki bir mesele değil, toplumsal ve insani bir mesele olarak ele alınmalıdır.
Kadınlar için azmettirme, aslında daha derin bir soruyu gündeme getiriyor: Bir insanın bir başkasını suça yönlendirmesi, o kişiyi nasıl bir ruh haline sokar? Ne kadar kötü olursa olsun, bir insanın azmettirilmesi, ona karşı empati duymamızı engellememeli midir?
Örneğin, birine sürekli şiddet uygulamak için azmettirilmiş bir kadın, dışarıdan bakıldığında belki de o suçu işleyen kişi kadar suçlu olabilir. Fakat, onun suçluluğu, toplumun ona nasıl davrandığına, içinde bulunduğu koşullara ve bir noktada onun empati kurma kapasitesine dayanır. Kadınlar, daha çok bu toplumsal bağlamı düşünürler. Azmettirme, sadece bir kelime veya tek bir harekettir; ama sonrasında o kişiye ne oluyor? Nasıl bir psikolojik dönüşüm geçiriyor?
Kadın bakış açısından, azmettirme her zaman sadece hukuki değil, moral ve etik bir sorundur. Suçu işleyenin suçluluğunu değil, onu bu duruma getiren etkenleri sorgulamak gerekir. Yani, bu kişiler yalnızca suçu işleyen kişiler değil, aynı zamanda onları suça iten toplumsal faktörlerin de sorumlusudur.
Tartışmalı Noktalar: Azmettirme Gerçekten Her Suçta Var Mı?
Her suçta azmettirme olması fikri, oldukça tartışmalı. Düşünelim, bir kişi bir başka kişiyi öldürmek için azmettirdiğinde, bu çok açık ve net bir azmettirmedir. Ancak, aynı durumu başka suçlarda görmek o kadar kolay mı? Mesela, birisi sadece birine ağır bir dil kullanarak onu öfkelendirip, ardından o kişi başka bir suçu işlerse, bu da azmettirme sayılabilir mi? Ya da, bazen azmettiren kişi bir arkadaşına, “bu konuda hiç düşünme, sadece git ve yap!” gibi bir öneride bulunursa, bu durum azmettirme olarak değerlendirilebilir mi?
Yargı sistemine bakıldığında, her suçta azmettirme iddialarının doğru olup olmadığına dair şüpheler vardır. Bazen, “azmettirme” ve “sorumsuzluk” arasındaki ince çizgiye dikkat edilmesi gerekir. Hukuki bakış açısına göre, bir kişinin başka birini suç işlemeye teşvik etmesi net bir şekilde cezalandırılabilirken, aynı hareketin “suç işleme çağrısı” olarak değerlendirilip, cezalandırılması ayrı bir konu olabilir.
Sonuç: Azmettirme, Her Zaman Net Bir Durum Değil
“Her suçta azmettirme olur mu?” sorusu, çoğumuzun gözünde net bir cevap bulamayacağı bir meseledir. Erkeklerin stratejik, problem çözmeye dayalı bakış açıları ve kadınların empatik, insan odaklı bakış açıları bu soruyu farklı açılardan ele alıyor. Her suçta azmettirme olmadığı kesin. Ama her suçta bir insanın başka birine yönlendirilmesi, hem toplumsal hem de hukuki açıdan tartışılması gereken bir konu.
Peki, siz ne düşünüyorsunuz? Gerçekten her suçta azmettirme olabilir mi, yoksa bazen insanlar sadece yanlış anlaşılabilir mi? Azmettirme ile suçu işleyenin arasındaki sınır nedir? Yorumlarınızı bekliyorum!